BUNUN ADI NE ? / Salome_Nietzsche_Ree
SALOME'YE
NIETZSCHE
En uzun gecede doğdun sen,
ıslak, karanlık, herkesin kendi yalnızlığına çekildiği…
Annen söylemişti karanlık bir gecede,
Bu kızın yüzü hiç gülmeyecek diye.
Güzelliğin umutsuz gecelere rakip gibi büyüdü,
Sen güzelleştikçe hayat dönüp dönüp,
doğduğun o ıslak, uzun o karanlık geceye gelip durdu.
Beni seçmenden belli.
O uzun, ıslak o karanlık gecemde yıllardır duruyordum ben de.
Aşk diye soruyordun
İki yara demiştim ya, işte değdi…
Garip bir pırıltı yayar etrafa. Bu pırıltının nereden geldiğini anlamazsınız. Baştan aşağı sarar sizi. Bir masaldan yapılmış gibidir sanki. Hiçbir şeye hayır demez…Her şey kabulüdür… Sizinle bütün uzak yollara çıkmaya hazırdır. Öyle yorgun düşmüşsünüzdür ki önünüze çıkarılan engellerden tutarsınız hemen size uzattığı elini ve hiç bırakmak istemezsiniz….O el ki o güne dek yaşadığınız tüm hasretlerden yapılmış gibidir…Öyle güzel gülümser ki, bu gülümseyiş çocukluğunuzdan o güne dek içinizde taşıdığınız bütün mahrumiyetleri bir anda ışığa boğar. . Öyle bir ışıktır ki bu kalbinizde gizli bir ölüm gibi sakladığınız o uçurumu bir anda görünmez kılar…
Sizi tutan elini hiç bırakmayacağına inanarak bu uçurumun üzerine usulca bırakırsınız kendinizi…Bir anda dünyanın iyi ve yaşanılır bir yer olduğunu düşünmeye başlarsınız…Siz yıllardır kendinizi dört bir duvarın içinde tutsak hissederken sihirli bir el duvarlarınızın içindeki kapıları birer birer açmaya başlar… Dünyanın ne kadar büyük, gökyüzünün ne kadar geniş olduğunu görüp, şaşarsınız buna. Ve hiç hayıflanmazsınız neden onca yıl bunu far edemediğinize…Geç de olsa gelmiştir ya o ışık, tutmuştur ya o elinizden, bir anda silinir o çileli geçmişiniz.. Kötü, acı, ürkütücü ne yaşamışsanız o şefkat dolu tebessüm tarafından bir bir temize çekilir..O hayat hikayeniz bir bir temize çekilir…Üzerinizden korkunç bir yük kalkmıştır sanki… Birisi hayatınıza girmiş sizin yerinize acılarınızı, unutmak istediklerinizi, pişmanlıklarınızı alıp sizden uzaklara, bilinmezliklere götürmüştür..Çocuklaştırmıştır sizi adeta…Sizi zırhlarınızdan , korkularınızdan soymuştur…Sizi aslında neyseniz o hale getirmiştir.. Uzun yıllar önce, belki de bu dünyada hiç var olmadan önce ait olduğunuz yere göndermiştir…Varlığınızın öbür parçasıyla buluşturmuştur sizi…Daha doğmadan önce nereden ve nasıl koptuğunuzu göstermiştir size…Bu yüzdendir işte onunla sevişirken kendinizi tutamayıp ağlayışınız…Kopuk, köksüz bir parça değilsinizdir artık bu dünyada…Bir yer vardır size ait, onu yıllardır bu kadar derinden özlemeniz boşuna değildir…İşte o bunu kanıtlamıştır size…Belki de ilk kez ölümden hiç korkmadığınızı hissedersiniz…Çünkü artık ölünce nereye gideceğinizi iyi bilirsiniz: Varlığınızın o koptuğu yere.
Artık her yer size aittir. Gitmediğiniz, görmediğiniz yerler bile…Öldükten sonra binlerce kez yeniden doğacağınızı hissedersiniz. Sonsuz bir döngüdür zaman, nereye gitseniz hep elinizden tutacak olan…Hiç beklemediğiniz anlarda sizi düşlere boğacak olan....
(yazının devamı için rsentuna@hotmail.com)
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
üstüm başım çamur içinde
yanıp sönen ışığına düşe kalka giderim.
Bir tek dilim peynirimi size ikram ediyorum, buyurunuz yiyiniz...»